Postmodernizme Giriş

Evet başlıyoruz dersimiz post-modernizmde "özne" ve "birey" ayrımı.
Post-modern birey gevşek ve esnektir, duygulara ve içselleştirmeye yöneliktir ve "kendin ol" diye özetlenebilecek bir tavrı benimser. Kendi toplumsal gerçekliğini kuran, kişisel bir anlam arayışı sürdüren ama arayışında sonunda ortaya çıkan şeyin hakikat olduğu iddiasında bulunmayan aktif bir insandır. Fantezi, mizah, arzu kültürü ve anında tatmin ister. Geçici olanı kalıcı olana tercih ettiğinden (bu gün için) bir "yaşa ve yaşat" tavrıyla yetinir. Planlanmış şeylerdense kendiliğinden oluşanşeylerin yanında kendini daha rahat hisseden post-modern birey geleneğe, antikalaşmış olana (genelde geçmişe), egzotik olana, kutsal olana, sıradışı olana ve genel ya da evrensel olana karşı yerel olana büyük merak duyar. Post-modern bireyler kendi hayatlarıyla, kendi kişisel tatminleriyle ve kendi-tanıtımlarıyla ilgilidirler. Evlilik, aile, klise ve millet gibi eski bağlılıklar ve modern yakınlıklarla pek ilgilenmedikleri için daha çok kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelirler.

Hiç bi halt anlamadınız di mi? Az sabır.

Post-modern birey güçlü tekil bir kimliğinin olamayışıyla karakterize olur. Freud'un, temel özelliği parçalanmışlığı olan bu üvey evladı özfarkındalıktan yoksundur ve özbilinç sahibi olduğu gibi bir iddiası yoktur. Ayrı referans noktaları ya da parametreleri olmayan yüzer-gezer bir bireydir o. Modern öznenin kayıtsızlık dediği şeye post-modern birey 'hoşgörü' der. Modern özne siyasi anlamda bilinçli olabilir, post-modern bireyse kendisi konusunda bilinçlidir. Post-modern birey dağılmayı yoğunlaşmaya, doğaçlamayı dikkatle düzenlemeye tercih eder. Seçmeyi, özgür ifadeyi, bireysel katılımı, şahsi özerkliği ve özgürleşmeyi vurgular ve evrenselci iddialara ya da ideolojik tutarlılığa ihtiyaç duymaz. Post-modern birey, başkalarının zorlamasından kurtuluşun ve kendini yadsımadan özgürleşmenin peşindedir. Bütün normatif varsayımları bir kenara bırakır; bir değer ya da ahlâki normun bir başkasından daha iyi olduğunu gösterebilmesi ona göre mümkün değildir. Post-modern birey genel kurallardan, kapsayacı normlardan, hegemonyacı düşünce sistemlerinden sakınır.

Post-modern bireyi nasıl bir gelecek beklemektedir? Onun için endişelenmeyi gerektirecek birçok neden var. Post-modern birey varlığı yalnızca "dört bir yana dağılımş izler ve parçalar" ya da "geçmişten gelen soluk bir sinyal" diye anılıyorsa, o zaman sadece 'anonim' bir varoluşa sahiptir, modernliğin teşvik ettiği türden tözsel nitelikli herhangi bir pozitif kimliği yoktur. Ayrık bir kişiliği ve potansiyel olarak karışık bir kimliği olan, teğel teğel sökülen bir yamalı bohçadan ibaret bir 'persona'dır.

Post-modern bir bağlamda yeni bütünleşmiş kişisel uslûplar tasarlanamaz. Her şey "zaten icat edilmiştir"; kişinin yapabileceği tek şey taklit etmektir. Bazı durumlarda aşırı özeleştiriye, kinizme, kayıtsızlığa, narsizme, hazcılığa, hissizliğe, egoizme ve anti-entellektüalizme eğilim gösterir. Post-modern bireyin görüşleri ne post-modern bir yenilikçi üretim toplumuna yol açar ne de kalıcı ya da sınırlı bir ekonomik büyüme yaratır. Bu da şaşırtıcı değildir çünkü post-modernizmin öncelikleri bunlar değildir.

Post-modernizmi modern öznenin geri dönüşü ile uzlaştırmak çok zor olacaktır. Ama post-modern bireyin entegresi daha kolaydır ve bu durumşüpheci post-modernizmin düşünsel bütünlüğüne bir tehdit oluşturmaz.

(Kaynak: Post-Modernizm ve Toplum Bilimleri, Pauline Marie Rosenau, s.98-100, Bilim Sanat, 1998 Ankara ) (Not: Heveslenmeyin baskısı yok.)

Tamam, özetleyelim:


Ataerkil düzende aceleci kadınların dönüşümü olsun, öznelliğimize kasteden doğrusal okullar olsun sürekli savunduğumuz bir konu var. Belki hayatta kalması en kolay insan tipine, 'postmodern birey'e karşı çıktık. 'Postmodern birey hastalığı' kapitalist dünyada dalga dalga yayıldı. Sonunda nihilist hissiz hazcı yaratıklarla doldu dünya. Eğer bu dönüşüme kapılamdıysanız bu sefer de bu zorbaların elinde işkence görmeye başladınız. Acımasızca sizi terk ettiler, hırpaladılar, kırdılar, bir açıklama bile yapmadılar. Yapamadılar. Yapamazlar da zaten. Hayatta kalma bahanesi ancak bir bireyin yüzeysel isteklerinin soncudur.